4 Eylül 2008 Perşembe

BİZ BİR ÜMMETİZ

Müslüman insanın cenazesi kabre konulurken, şayet mezara yakın yerdeyseniz mezarın içinde cenazeyi mezara koyan kişinin “BİSMİLLAH, ALA MİLLETİ RASULALLAH” ( “Allah’ın adıyla, Allah’ın Elçisinin Ümmetindendir” anlamında) sözlerini söylediğini katıldığınız bir cenaze defninde duymuşsunuzdur.
Cenaze defnedilirken kimsenin ırkı, milleti, cinsiyeti ve karizması anılmadığı gibi tersine MUHAMMED (Dua ve selamlarımız üzerine olsun) ÜMMETİNDEN olduğu kalanlara hatırlatılır.
Toplumumuzun yabancı millet ve memleket gördüğü toplumların ve yerlerin ne kadar bizden olduğunu görmemek körlük olacaktır. Gözleri olan ama görmeyenlerin körlüğü gibi bir körlük...
Bu durum ümmet bilincinin oluşmaması halidir.

İslam Ümmetinin dünya MİLLETLER AİLESİ içindeki durumu gerçekten dikkat çekecek kadar içler acısı görünüyor.
Manevi alandaki görüntülerimizin başka inanç ve düşünce salikleri ile mukayese edilmeyecek kadar iyi olduğu açık ise de maddi dünyadaki görüntülerimizin böyle olmadığı aşikâr değil mi?
Müslümanların teknolojide, bilimde ve maddi zenginliklere sahip olma yarışında medeni sayılan aslında barbar / vahşi / gayri-İslami milletlerden hayli geride oldukları açık.

Müslümanların üzerine işgallerle geliniyor. Halen FİLİSTİN (İSRAİL işgalinde), KEŞMİR (HİNDİSTAN işgalinde), AFGANİSTAN (ABD işgalinde), IRAK (ABD işgalinde), ÇEÇENYA (RUSYA işgalinde), MORO (FİLİPİNLER işgalinde... tutulmaya devam ediyor.
Yeni işgal planları da hemen her gün gündeme getiriliyor. Bu işgallere katılmaya Müslüman halkların orduları bile çağrılıyor. Katılanlar uluslar arası istikbar tarafından ödüllendirilirken, katılmayanlar uluslararası müeyyidelerle karşılaşacağı ile tehdit ediliyor. Örneğin Irak’a karşı işgale katılmaya zorlandığı halde tarihi bir hamle ile bundan kurtulan Türkiye bu kez de İran’a saldırı cephesinde ABD – İSRAİL İTTİFAKINDA yer almaya çağrılıyor hatta zorlanıyor.

Halen Müslüman halklar işgal altında yaşamaya, mülteci ya da vatansız (=hay-matlos) olarak başka topraklarda yaşamaya zorlanmakta, direnenler en çağdaş zulümlerle öldürülmekte veya sürülmektedir. İşgalcilerin ellerindeki gayri resmi hapishaneler, işkencehaneler, kaçırılmalar ve kayıplar tahayyülümüzün çok üstünde…
İşgaller ve işgalcilerden çektiğimiz kadar içimizden yetişmiş yerli batıl/batılı zihniyet mensuplarından çektiğimiz açık.
Ümmet bilinci yerli yabancı güç sahiplerince bilinçli bir tahribe uğratılıyor. Oysa ümmet bilincine en muhtaç olduğumuz günlerdeyiz. İşgal edilen her metrekare müslüman ülkesi ile zalimler evimize yaklaşıyorlar.
• İşgale uğrayan ülke sınırları bizim sınırımız, işgal edilen bizim vatanımız…
• Bu ülkelerin zenginlikleri bizim helal mirasımız, elimizden alınan bizim hakkımız…
• Bu insanların namusu bizim namusumuz, çiğnenen / açık edilen bizim mahremimiz…
• Bu insanların canları bizim canımız, dökülen kan bizim kanımız ve ölenler kardeşimiz…
• Bu insanların dertleri bizim derdimiz, şerefleri şerefimiz.

Belki şimdilik böyle değil ama olmalı değil mi?
ÇÜNKÜ BİZ BİR AİLEYİZ.
ÇÜNKÜ BİZ BİR ÜMMETİZ.