21 Eylül 2008 Pazar

KİLİS CAMİLERİ

Osmanlı Dönemi Öncesi Yapılar:
1-Ulu Cami
Kilis’in en eski mahallelerinden Hacı Gümüş Mahallesi (Hurufat Defteri’ndeki kayıtlarda Sibat Mahallesi) Ulu Cami Sokak, No:41 adresinde bulunan bu cami Kilis’in en eski ve en büyük camisidir. Kıbleye parelel olarak uzanan dikdörtgen planlı ve mihrap önü kubbeli olan bir camidir. Kubbesinin doğu ve batı bölümleri çapraz tonozlarla örtülüdür. Son cemaat yeri olmayan caminin mihrap önü kubbesi, “7.30 m” çapında olup; iki sahın boyunca uzanmaktadır. Dört tane gömme ayağa oturan kubbe tuğladan yapılmış ve dışı saçla kaplanmıştır. İçi yuvarlak dışı onikigen olan kubbe kasnağında, kemerli on iki pencere bulunmaktadır. Harimin orta eksenine yerleştirilen mihrap sivri kemerlidir. Nişindeki mukarnaslar ile ahşap malzemeden yapılmış minber, yapılmıştır. Caminin harimi kuzeydeki avluya açılmakta olup, avlunun doğusunda ve batısında medrese hücreleri bulunmaktadır. Avluya, kuzeydoğudaki portaldan ve batıdaki kapıdan girilmektedir. Basık kemerli kapı açıklığından çapraz tonozla örtülü ara mekana geçilir. Beşik ve çapraz tonozlarla örtülü avlunun etrafındaki hücrelerle revak, düz damlıdır. Avlunun kuzey yönünde yığma ayakların ikisinde birer mihrap nişli vardır. Sivri kemerli, üzeri çapraz tonozlarla örtülmüş revaklı alan, geçmişte (Hurufat Defteri kayıtlarındaKilis’te Cami-i Kebir, Şafiye Mescidi) “Şafiler Mescidi / Cami- Kebir Eyvanında Şafii Camii” olarak kullanılmıştır. Kaidesi kare planlı olan minare sarı/sarımtrak ve siyah düzgün kesme taşlardan yapılmıştır. Kaidenin üst köşeleri pahlı olup, güney yönünde basık kemerli bir kapısı vardır. Çokgen olan minare gövdesi sekizgen bir pabuç üzerinde yükselmektedir. Minarenin peteği ile külahı, bileziksiz gövdesi gibi yalındır. Alemi bulunmayan minare, tek şerefelidir. Şerefealtı bindirmeliklerindeki mukarnaslarla peteğin üst kısmına ajur tekniğiyle yapılmış yıldız motifleri yapının dikkat çeken süslemeleri arasındadır Camideki göze çarpan süslemeler harime açılan portalda, portalın iki tarafındaki mihrabiyelerin üzerinde ve mihrapta toplanmıştır. Yuvarlak kemerli portalın kemer karnı ve kemerin bindiği gömme ayaklarda sekizgen; alt kemerde kare, dikdörtgen; baş kemerde de dikdörtgen geometrik şekillere yer verilmiştir. Portalın iki yanında bulunan mihrabiyeler de pahlı silmelerle çevrilmiştir. Yaptıranı ve yapanı bilinmeyen bu camide renkli, düzgün kesme taş kullanılmış olup; 1924 yılındaki onarımını Halep’in ünlü mimarı Hacı Ahmet Azizi gerçekleştirmiştir.

2-Akcurun Camisi
Hacı İlyas Mahallesi’nde (eski kayıtlarda Kızılca Mahallesi) kendi adıyla bilinen çarşıdadır. Kilis ağzında “curun” sözcüğü “yalak,havuz” anlamını taşıdığından, caminin içindeki kuyunun havuzu nedeniyle bu adı (curun,ak taştan yapılmış havuz) vermişlerdir. Geniş bir avlusu bulunan caminin çevresi medrese hücreleri ile çevrilidir. Akcurun Camisi dikdörtgen planlı olup; iki sahınlı son cemaat yeri ile tek sahınlı harimden oluşmuştur. Son cemaat yeri çapraz tonozlarla örtülmüş; tonozlar da; beş yığma, beş gömme ayaklarla harimin kuzey tarafındaki konsola oturtulmuştur. Son cemaat yerinden harime basık kemerli bir bir kapıdan girilir. Kapının iki yanında dikdörtgen biçiminde düz atkılı üç tane pencere vardır. Süssüz bir niş olan mihrab oldukça sadedir. İki yanında dikdörtgen biçimde düz atkılı iki, üstünde de, sivri kemerli muhdes büyük bir pencere vardır. Mihrabın sağ tarafında mermerden yapılmış minber de mihrap gibi yalın ve süssüzdür. Avlunun kuzeybatı yönünde olan minarenin dikdörtgen bir kaidesi olup; kaidenin üst köşeleri pahlıdır. Sekizgen olan pabuçla minarenin gövdesi arasında iki tane sekizgen silme vardır. Gövdesinde bir tane kuşak bulunan minarenin şerefe altı mukarnaslarla doldurulmuştur.

3-Alacacı Camisi (Katran Camisi)
1460 yılında Hacı Yusuf Ramazanoğlu Emir Nasreddin yaptırılan bu cami İnaplıkütah Mahallesi’nde ( Hurufat Defterlerindeki kayıtta Kızılca Mahallesi İplik Pazarı ) olup,diğer adı da Küçük Cami’dir. Yöre halkının “Katrancı Camisi” adıyla andığı bu yapı gördüğü onarımlarla özgünlüğünü yitirmiş yerine 1962 yılında bugünkü cami yapılmıştır.

Osmanlı Dönemi Camiler:
1-Tekke (Tekye) Camisi
Cumuriyet Alanı yakınında olup adını verdiği Tekke Mahallesindedir. Bazı kaynaklarda “Canbolai Camisi, Canboladiyye Camisi, Canboladoğlu Camisi” adlarıyla geçen cami “Canbolad Paşa Külliyesi’nin” merkez yapısıdır. Evliya Çelebi’nin “Canboladoğlu’nun padişahane (padişaha yakışacak) camii” sözüyle betimlediği bu caminin, vakfiyesindeki (vakıf senedi) adı, “Tekke Camisi’dir.” Canbolad Bey Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin hayranlarındandı; onun adına yaptırdığı tekkenin önüne bu camiyi yaptırdı ve “Tekye Camisi” adını verdi. Bu cami taşıdığı teknik özellikler yanında, görünüm itibarıyla da yöresindeki benzeri yapılardan farklı olup; yerel teknik uygulamaların dışında Osmanlı sanatıyla entegre olmuş nitelikler taşımaktadır. Görünüm mimarisi bakımından Kilis’in en önemli camisi olan bu yapı kuzey yönü ve buradaki cümle kapısı, kapının doğusundaki ve batısındaki pencereler, pencere alınlıklarındaki çiniler, çörtenler ve çörtenlerin altındaki rozetler, ustalıkla sanatı birleştiren uygulamalardır. Yapının diğer üç cephesinde altlı üstlü pencereler (üstteki pencereler vitraylı) yer almaktadır. Bu pencerelerin tümü düz atkılı ve dikdörtgen olup, pervazları siyah, sarı renkli mermerdir. Yöresi medrese hücreleri ile çevrili olan caminin, geniş bir avlusu ve görkemli bir giriş kapısı vardır. Zemini beyaz taşlarla döşenmiş olan avlunun sağında çift bilezikli bir kuyu ve önünde taştan yapılmış bir abdesthane bulunmaktadır. Harimi örten tek büyük bir kubbe, beş kemerli son cemaat yeri ve kare planı yapının temel özelliklini oluşturur. Çokgen kasnaklı olan kubbe, “14.40 metrelik çapıyla Kilis’in en büyük kubbesidir. Son cemaat yeri ile harimin tüm alanı kubbelerle örtülmüştür. Büyük kubbe görkemli görünümü ve diğer kubbelerle ahenkli uyumuyla dikkatleri üzerine çekmektedir. Tekke Camisi’nin akıldan çıkmayacak bölümleri mihrabı ve minberi olup; ustalık kadar (taş işçiliği ) kullanılan taşlar ve renkler de belleklerde iz bırakacak kadar güzeldir. Mihrabın taşlarının özenli ve düzenli işlenmesi, kimi meraklılara göre caminin yapım tarihinin - hangi tarihte yapıldığının – ipucunu verir.verir. Dokuz taş basamakla çıkılan minberde de, yapı ve renk bakımından değişik taşlar kullanılmıştır. Evliya Çelebi’nin de hayranlıkla betimlediği bu yapı döneminin en güzel örneklerinden biridir. Yarım daire biçimindeki mihrabı, Kilis’te özgünlüğü koruyan iki mihraptan biridir. Renkli mermer kullanılarak yapılan süslemeleri, birbirine geçen motifleriyle Zengi ve Memlük sanatı izlerini taşır. 1553 yılında yapılan minberin tümü renkli mermer, özgündür. Harimdeki ilgi çeken objelerin başında gelen minber, mermer işçiliği yanında bitkisel ve geometrik örgeleriyle ünlüdür. Harimin kuzey yönünde ağaçtan yapılmış mahfiller de özgün olup, balkon biçimindedir. Minare caminin kuzeybatı köşesinde, son cemaat yerinin hemen yanındadır. Siyah ve beyaz kesme taşlardan yapılan kaidenin köşeleri mukarnaslı, gövdesi de üç bileziklidir. Silindirik bir görünümü olan gövde yuvarlak olmayıp çokgendir. Kilis’in en yüksek minaresi olan bu yapının şerefe altı derin hücreli mukarnaslarla doldurulmuştur. Külahı da taş olan minarenin, mazgal biçiminde beş adet penceresi vardır.

2-Hacı Derviş Camisi
Büyükkütah Mahallesi Cumhuriyet Caddesi’nde bulunan bu camiyi Abdullah oğlu Hacı Mustafa yaptırmıştır. Kıbleye paralel uzanan bir harimi ve son cemaat yeri gibi bölümleri olan cami dikdörtgen planlıdır.Üç kemerli son cemaat yeri çapraz tonozlarla örtülmüştür. Kemerler ile çapraz tonozlar ortada ve yanlarda bulunan ayaklara binmektedir. Mihrabı ve minberi hakkında bilgi yoktur. Harimin batı yönünde olan minarenin kaidesi kare planlı, köşeleri pahlıdır. Günümüze kaidesi ile gövdesinin bir kısmı kalmıştır. Harimi üçer eyvanla genişletilmiş cami, çapraz tonozlarıyla örtülü kıbleye uzanan tek sahınlı harimiyle özgün bir örnektir.
3-Kadı Cami:
Büyükkütah Mahallesi Cumhuriyet Caddesi’nde bulunan camiyi Hurufat Defterlerindeki kayıtlara göre “Karakadı” adlı bir kişi yaptırmıştır. Aslında kare planlı cami sonradan (1822, 1878, 1889, 1900, 1938, 1995) gerçekleştirilen onarımlarla genişletilmiştir. Son cemaat yerindeki kemerler yapının kuzey köşelerindeki birer gömme ayakla, ortadaki yedi tane dikdörtgen yığma ayağa binmektedir. Son cemaat yerini örten çapraz tonozlar kuzeyde ayakların tablalarına, güneyde de konsollara binmektedir. Tonozların bindiği ayaklarla harim, iki sahına bölünmüş ve sonradan yapılan müdahalelerle doğu batı yönünde büyültülerek, genişletilmiştir. Harimin doğusunda ve batısında oluşturulan bu yeni bölüm günümüzde mahfil olarak kullanılmaktadır. Biri harimin güney tarafındaki duvarda, diğeri batısına eklenen bölümde - harimin güneybatısında - yer alan iki tane mihrap vardır. Sivri kemerli ve oldukça derin bir nişten oluşan ilk mihrabın her iki yanında mukarnaslı başlıkları olan sütunceler bulunmaktadır. Yuvarlak kemerli bir nişten oluşan ikinci mihrabın da iki yanında alt ve üstleri motifli köşe sütuncukları vardır. Nişi iki sıra mukarnaslı olan bu mihrabın mukarnasları altında bitkisel ve geometrik motflere yer verilmiştir. Caminin oldukça basit olan minberi sonradan yapılmış olup, hareketlidir. Yapını dört cephesinde de yağmur sularını tahliye eden üçü süslü diğerleri yalın olmak üzere toplam “18” tane “çörten” vardır. Avlunun kuzeydoğusunda olan minare düzgün kesme taşlardan yapılmıştır. Kaidesi kare planlı ve üst kısmı pahlıdır. Uzun ve silindirik bir gövdesi olan minarenin peteği yuvarlak, korkulukları yalın, şerefe altı mukarnaslarla doldurulmuştur.

3-Muallak Camisi (Hasan Bey Cami)
Meşheddlik Mahallesi Odun Pazarı Caddesi’nde bulunan camiyi, Hurufat Defteri kayıtlarında camiyi, Tanrıverdi Hasan Bey (Hasan Bey, Şamlı olan Hasan Bey Kilis’te muhassıl olarak görev yapmış ve Canbold ailesinin kahyası olarak bilinir) yaptırdığı için “Hasan Bey Camisi olarak geçmektedir. Beşik örtüsü kemerlerin üstünde yükseldiğinden yöre halkınca “muallak” yani “havada boşta duran, bir yere dayanmadan duran” adı verilmiştir. İki katlı olan caminin alt katında dükkanlar ve eşya, mal saklanacak yer (mahzen ,depo) üst kata da ibadethane yer almaktadır. Yapının doğusunda yer alan küçük bahçede kuyu, hücre, abdesthane muslukları ve hela bulunmaktadır. Harim ikinci katta olup; biri kuzeydoğuda diğeri batıda iki kapılıdır Kuzeydoğudaki kapı yalındır, batıdaki kapı minarenin kaidesinin altında olup, yüksek ve sivri kemeriyle portal gibidir. Son cemaat yeri olmayan Muallak Camisi’nin harimine basık kemerli bir kapıdan girilir. Kapının üzerinde ve iki tarafında dikdörtgen biçiminde düz atkılı iki pencere vardır. Kıbleye paralel uzanan harim tek sahınlıdır. Mihrabın önündeki kare planlı alan küçük bir kubbeyle örtülmüş; kubbeye geçişte pandantifler kullanılmıştır. Kubbenin ağırlığı dört tarafındaki sivri kemerler üzerinden gömme ayaklara verilmiştir. Kubbeyle örtülü mihrap önü, mekanı çapraz ve beşik tonozla örtülmüştür. Sivri kemerli bir niş olan mihrap, ince bir frizle kuşatılmış olmasına karşın oldukça sadedir. İki yanında kandil askılığı için konulmuş konsollar vardır. Mihrabın üstünde vazo biçiminde bir kabartma ve yukarısında da öküz gözü pencere vardır. Mihrabın sol yanında olan minber, sonradan yapılmıştır. Minaresinin kaidesi kare planlı ve köşeleri pahlı ve pabucu sekizgendir. Onikigen olan gövdesinde tek bilezik, tek şerefe vardır. Şerefe altı mukarnaslı olup külahı taştan yapılmıştır. Caminin dikkate değer süslemesi batı yüzündeki yüksek ve sivri kemerli portalıdır. Kapının sivri alınlığı yüzeysel dişlerle çevrilmiştir. Harime açılan kapının söve ve kemerlerinde kullanılan renkli taşlar caminin görünümü etkileyen temel süsleme öğeleridir.

4-Hindioğlu Camisi
İ.Hakkı KONYALI’ya göre Kilis beyi Kör Hüseyin Ağa tarafından 1664 yılında yaptırılan bu cami, Hindioğlu Mahallesi Dedeağa Sokak’tadır. Biri doğu yönünden diğeri batı yönünden olmak üzere iki girişli bir avlusu vardır. Doğudaki giriş kapısı sivri kemerlidir. Avluya girişi sağlayan yol ( kemerin arkasındaki beşik tonozlu bir dehliz) aynı zamanda cami minaresinin kaidesidir. Avlusunun doğu ve kuzey tarafında medrese hücreleri bulunan cami son cemaat yeri ile birlikte dikdörtgen planlıdır. Son cemaat yeri üç kemerli olup; kemerler ortada iki sütuna, yanlarda gömme ayaklara binmektedir. Buranın kuzey tarafındaki köşelerde gömme ayakların güneyindeki yüzlerde yöre halkınca “Sadaka Taşı” olarak nitelenen birer tane niş vardır. Harime, son cemaat yerinden sivri kemerli bir kapıyla geçilir. Kıbleye paralel tek sahınlı ve dikdörtgen planlı olan harim ile son cemaat yerinin üzeri ahşap örtülü, kiremitli, kırma bir çatıdır. Caminin mihrabı hafif sivri kemerli bir niştir. Mihrap nişinin üstünde ve iki yanında birer tane konsol ile süslemesiz silmeler vardır.. Mihrabın sağında yer alan minberin taht kısmı, duvara çakılmış iki konsol üzerinde olup; sonradan yapılmış, özelliği olmayan bir unsurdur. Kısa gövdeli ve silindirik olan minaresi, düzgün kesme taşlardan yapılmıştır. Şerefesi dört küçük sütun üzerine oturmuş oMinarenin sağında bulunan hücrenin altında “Selçuklu" tekniğinde yapılmış kubbeli bir türbenin sadece alt kısmı (cenazelik kısmı) kalmıştır. İ.Hakkı KONYALI’ya göre bu türbe Şeyh Osman ÇELEBİ nin.

5-Çalık Camisi
Aşıt Mahallesi’nde (eski adı Kızılca Mahallesi) olan bu cami Hurufat Defterlerindeki kayıtlara göre “Hacı Ali Bin Mehmet Ağa” ,”Çalık Hacı Ali” tarafından yaptırılmıştır. Üç kapılı girişi olan avlusunda minare, medrese hücreleri, taş bilezikli kuyu ve camiyi yaptıran Hacı Ali oğlu Çalık Mehmet Ağa ile eşine ait olduğu söylenen mezarlar vardır. Kıbleye paralel uzanan tek sahınlı, iki kubbeli bir harimi olan Çalık Camisi, altı serbest, bir gömme ayağa binen altı sivri kemerli, ahşap örtülü, dikdörtgen planlı bir yapıdır. Son cemaat yeri üç kemer gözlü olup; bunlar serbest yığma ayaklara binmektedir. Buradan harime basık kemerli bir kapıdan girilmekte; kapının her iki yanında düz atkılı, üçgen alınlıklı, dikdörtgen biçiminde iki tane pencere vardır. Mihrap önü kubbeli olup, kubbeye geçişler için ikişer tane büyük üçgenler kullanılmıştır. Yüksekçe olan yuvarlak kasnaklı kubbenin ağırlığı, tonozların (beşik ve sivri kemerler) kemerleri ile gömme ayaklara bindirilmiştir. İki mihraptan özgün olanı, son cemaat yerinin eski kanadından harime açılan kapının ekse- ninde bulunmaktadır. Günümüzde dolap olarak kullanılan bu yer, sağ ve sol üst köşelerinde birer konsol bulunan, sivri kemerli bir niştir. Harim, yapılan onarımlarla genişletilince bu özgün mihrap iptal edilmiş; her iki bölümün ortasındaki pencere kapatılarak mihrap biçiminde düzenlenmiştir. Avlunun sağ tarafında harimin güneybatı köşesine bitişik olan minarenin kaidesi kare planlı, üst kısmı pahlıdır. Çokgen gövdesinde iki tane kuşak bulunan, minare tek şerefelidir. Şerefe altı mukarnaslıdır. Korkuluklarında ajur tekniğiyle işlenmiş yıldız biçiminde motifler vardır. Peteği silindirik, külahı konik ve taştan yapılmıştır. Çalık Camisinin en süslü yanı, şerefe altındaki - çinileri önemli bir kısmı dökülmesine karşın - minaresi ve güneybatı yönündeki portaldır. Siyah ve sarı renkli taşların sıralı kullanılışı yanında sekizgen ve zikzaklı motifler göze batan başlıca süslemelerdir.

6-Pirlioğlu Camisi
Arslan Mahallesi Nahaslı (Nahaslı Çeşme Sokak) Sokak’ta bulunan Pirlioğlu camisi, yaşlıların anlattıklarına göre eski Kilis (Kilis geçmişte o kadar verimli ve bereketli bir yermiş ki, ‘Küçük Mısır’ denirmiş) yerleşiminin tam ortasında bulunuyormuş. Üç ayrı yönden giriş kapısı olan avlusunda çeşme, bilezikli bir kuyu, abdesthane muslukları ve hücreler vardır. Tam kare olmasa da kareye yakın bir planı olan caminin, üç kemer gözlü son cemaat yeri serbest ayaklara binen beşik tonozlarla örtülmüştür. Sonradan yapılan onarımlarla kemer gözleri, perde duvarlar örülerek kapatılmış; duvarların ortalarına kapı, kemer kavislerine de camekanlı pencereler yapılmıştır. Son cemaat yerinden harime geçiş basık kemerli bir kapıyla sağlanmaktadır. Bu mekana açılan pencereler, düz atkılı ve üçgen alınlıklıdır. Yağmursuları taştan yapılmış ve özgünlüğünü yitirmemiş iki çörtenle boşaltılmaktadır. İki sahınlı olan harim kıbleye paralel olarak enlemesine gelişmiştir. Harimin çapraz tonozları ikisi serbest, onu gömme olmak üzere toplam on iki ayağa binmektedir. Yalın bir nişten ibaret olan mihrap, kapı ekseninde olup çevresi tahta kaplıdır. Kıble duvarına paralel olarak yerleştirilen minber sonradan yapılmıştır. Avlunun batısında, son cemaat yerinin kuzeybatı köşesinde olan minareye avludaki hücreden geçilmektedir. Dikdörtgen planlı kaidesinin üst köşeleri pahlıdır. Tek şerefeli olan minarenin şerefe altı, profilli silmeden sonra mukarnaslarla doldurulmuştur. Yuvarlak gövdeli peteğin üzerine taştan yapılmış konik bir külahı vardır. Düzgün kesme taştan yapılan “43” basamaklı minarenin alemi yoktur. Son cemaat yerinin orta kemerindeki kilit taşının üzerinde, kare biçiminde bir taşa işlenmiş yuvarlak kabartma motifli bir rozet ve bunun ortasındaki sekiz kollu yıldız caminin en süslü öğesidir.

7-Hasan Atar Camisi
Eski adı Kazılca Mahallesi olan Deveciler Mahallesinde bulunan bu camiyi Hurufat Defterlerine göre Attar Hasan yaptırmıştır. Batıdan girişi olan avlusunda, sonradan yenilenen iki hücre, bir eyvan, abdest muslukları ve helalar yer almaktadır. Özgün biçimi tek sahınlı kıbleye paralel uzanan çapraz tonozlarla örtülü küçük bir mescit olan yapıya sonradan son cemaat yeri eklenmiştir. Son cemaat yerinden harime mihrabın eksenindeki kapıdan girilmektedir. Harim kıbleye paralel iki sahından oluşmuş; ortada iki serbest, yanlarda gömme ayaklara binen çapraz tonozlarla örtülmüştür. Dokuz pencereden ışık almasına karşın tonozların bindiği ayaklar kısa olduğundan harim basık ve loştur. Yalın bir nişten ibaret olan mihrabın sağ tarafında beş basamaklı bir minber yer almaktadır. Minberin kapısı basık kemerli ve mukarnaslı olup, kapı kemerinin bindiği ayaklarda ikişer tane gömme sütunce bulunmaktadır. Taht kısmında da dört sütuncuk üzerine oturan küçük bir kubbe vardır. Minare harimin batı yönündeki duvarında olup dikdörtgen kaideli ve kaidenin üst kısmı pahlıdır. Düzgün kesme taştan yapılan minarenin kapısı harime açılmaktadır. Kısa ve silindirik gövdeye sahip olan minarenin külahı taştan yapılmış ve koniktir. Şerefenin altında profilli silmeler kullanılmış ve silmelerin üzerinde şerit biçiminde uzanan motifler vardır. Şerefenin altındaki bu yelpaze biçimindeki motifler caminin tek ve en önemli süsleridir.

8-Zeytinli Camisi
Yeni Mahalle Ömer Hoca Sokağında bulunan ve küçük bir mescit olarak yapılan, bu yapının ilk yapıldığında minaresi yokmuş. Kıbleye paralel uzanan iki sahını bulunan caminin, son cemaat yeri üç kemerli gözlüdür. Bu kemerler ortada iki sütuna (Kilis bu tür yapılarda, sütun uygulaması sadece Tekke, Hindioğlu, Zeytinli Camilerinde görülür) yanlarda da gömme ayaklara binmektedir. Betonla örtülü ve kemer dolgularında yalın iki tane çörten bulunan son cemaat yerinden basık kemerli bir ile harime geçilir. Cami, dikdörtgen biçiminde düz atkılı dört tane pencere ile aydınlanmaktadır. Çevresi ince bir frizle kuşatılan yalın bir nişten oluşan mihrabın her iki yanında birer konsol vardır. Düzgün kesme taş ve moloz taşlarla yapılan caminin minaresi ve minberi yoktur

9-Şeyh Camisi
Tırıhlı Mahallesi,Şıh Camisi Sokaktadır. 1569 yılında Hacı Bulgar oğlu Hacı Baki Murad tarafından yaptırılan caminin Hurufat Defterleri’nde “Şeyh İhlas Camisi” , “Hıdır Şeyh Camisi” , “Şeyh Camisi” adlarıyla geçer. Sadece minaresi özgün olup, caminin kuzeybatı köşesindedir. Kare planlı kaidesinin köşeleri pahlıdır.Kısa ve silindirik gövdeye sahip olan minarenin peteği ve külahı gövdesine göre daha kısadır.Tek şerefeli ve şerefe altı mukarnaslarla doldurulmuştur.
10-Cüneyne Camisi
Eski adı “Meşhedlik” bugünkü adı Abdioymağı” olan mahallenin “Odupazarı” yöresindedir. Bu yörede Kilis’in fethi sırasında şehit düşen Müslüman sahabilere (Hz.MUHAMMED’i görmüş ve Kendileri’nin sohbetinde bulunmuş olan mümin kişi) ait mezarlar bulunduğundan; mahalleye, “meşhedlik” yani “ bir adamın şehit olduğu veya bir şehidin gömüldüğü yer,şehitlik” adı verilmiştir. Cami, sahabelerin şehit düştüğü yere yapıldığından “küçük cennet” anlamına gelen “cüneyne” adı verilmiştir. Kilis’te Ulu Cami’den sonra en eski cami olan Cüneyne Camisi, sonradan yapılan müdahalelerle özgünlüğünü yitirmiştir. Günümüze özgün olarak kalabilen minaresi, avluya geçilen sivri kemerli bir kapı üzerindedir. Kaidesi kare olup, küp kısmının köşeleri pahlıdır.Kalın ve hantal olan gövdesi çokgen (onikigen) biçinmindedir. Tek şerefeli minarenin, şerefe korkulukları süssüzdür. Şerefe altı mukarnaslarla doldurulmuş, mukarnasların alt ve üstlerinde silmelere – birer tane – silmelere yer verilmiştir. Silindirik olan peteği ile külahı taştan yapılmıştır.

11-Şeyh Hilal Camisi (Şeyh Ahmet Camisi)
Bu yapı eski adı “Kıbeli (Kıbeli Mahallesi çok büyük bir mahalleymiş, günümüzde Çaylak ve Muhali adıyla iki ayrı mahalleye bölünmüştür)” bugünkü adı “Çaylak” olan mahallede olup; 1631 yılında Şeyh Hilal tarafından yaptırıldığı için “Şeyh Hilal” , 1937 yılında Şeyh Ahmet’e satıldığı için de “Şeyh Ahmet Camisi” adıyla anılır. Caminin bir tek minaresi özgün olup; 1643 yılında Musa kızı Fatma tarafından yaptırılmıştır. Avlunun kuızeybatı köşesinde olan minarenin, kare olan kaidesinin köşeleri pahlıdır. Çokgen ve kalın minare gövdesi düzgün kesme taştan yapılmıştır. Tek şerefeli ve şerefe altı üç sıra mukarnaslarla doldurulmuştur. Minare gövdesinin güney yönünde bulunan kapının üzerindeki yazıtın biraz yukarısında önemli bir kısmı dökülmüş, yıpranmış sekiz kollu bir yıldız biçiminde çini bir pano vardır. Panodaki yıldızın kollarında da, bitkisel motiflerle birer tane beşgen ve daire biçiminde motif vardır.Siyah, kahverengi, yeşil, açık ve koyu mavi renklerin kullanıldığı bu çini yapının tek süs öğesidir.

12-Şeyh Süveden Camisi (Hacı Özbek Camisi)
Muhali (eski adı Kıbeli) Mahallesi’nde olan cami, geçirdiği onarımlarla özelliğini yitirmiştir. Geçmişten miras olarak minaresi kalmış olup; minareyi 1713 yılında Abdülaziz adlı bir kişi yaptırmıştır. Kaidesi kare ve kaidenin köşeleri de pahlıdır. Kısa olan gövdesi ile peteği yuvarlaktır. Düzgün kesme taşlarla yapılan minarede tek şerefe bulunmakta ve şerefe altı üç sıra silme ile iki sıra yüzeysel mukarnaslar vardır.

13-Tabakhane Camisi
Tabakhane Mahallesi’nde (eski adı Meşhedlik Mahallesi) olan cami, Hurufat Defterleri kayıtlarında “Bağhane Camii, Şeyh Gökçe Camii Şerifi, Şeyh Gökçe Ferdi Camii, Debbaghane Camii” adlarıyla geçer. Minaresi dışında tüm özelliklerini yitirmiştir. Düzgün kesme taşlardan yapılan minarenin kaidesi kare planlı ve köşeleri pahlıdır. Tek şerefeli olup, gövdesinin ortasında friz vardır. Şeref altı üç sıra mukarnas, mukarnasların alt ve üst kısımlarında işlemeli silmeler vardır. Onaltıgen olan gövdede bir sıra ara sıralanmış sekiz tane çini, çini olmayan yüzeylerde çam ağacına benzer motifler vardır. Şerefe korkulukları ajur tekniğiyle işlenmiş motiflerle, yuvarlak olan petek silmelerle süslenmiş olup; külahın dört yüzüne de birer tane çini yerleştirilmiştir.

14-Murtaza Ağa Camisi
Şeyh Abdullah Mahallesi Murtaza Caddesi’nde bulunan bu camiyi 1661 yılında Kilis Voyvodası Murtaza Ağa’nın yaptırmıştır. Caminin günümüze ulaşan özgün bölümü minaresidir. Düzgün kesme taşlardan yapılan minare kare planlı ve köşeleri pahlıdır. Silindirik biçimde olan gövdenin ortasında yuvarlak bir silme vardır.Tek şerefeli minarenin şerefe altları mukarnaslarla doldurulmuştur. Yuvarlak peteği, gövdesine göre daha kısa ve daha incedir.

15-Şeyh Süleyman Camisi (Şeyhler Cami)
Şeyhler Mahallesi’nde Eşref Kasteli karşısındadır. Yapıldıktan sonra birkaç onarılan camiden geriye özgün olarak sadece minaresi kalmıştır. Avlu kapısının doğusunda olan minare düzgün kesme taşlardan yapılmıştır. Kaidesi kare planlı ve köşeleri pahlı olan minarenin iki kuşaklı gövdesi, oldukça kalındır. Tek şerefeli olup, şerefe altı mukarnaslarla doldurulmuştur

16-Kürtler / Türkler Cami
Bölük Mahallesi (eski Sibat ve Kana Mahallesi) Küçük Çarşı Sokak’ta (Binbaşı Sokak) bulunan Kürtler Camisi’ni Kürt Hüseyin Ağa yaptırmıştır. Çok onarım gören cami özgün yapısını yitirdiği gibi özgün adını da yitirerek, adı “Türkler Camisi” olarak değiştirilmiş olup; eski camiden sadece minare kalmıştır. Kaidesi kare planlı ve köşeleri pahlı olan minare, kesme kirli kalkerli taşlardan yapılmıştır. Çokgen olan gövdesi oldukça kısadır. Peteği (petek,gövdeye göre daha ince) ve külahı taştan yapılmıştır. Şerefe altı, altında yuvarlak bir silme bulunan mukarnaslarla doldurulmuştur.

17-Mehmet Paşa Camisi
MinaresiMehmet Paşa Mahallesi, Polappazarı adlı adresteki bu tek şerefeli minare Mehmet Ali Paşa Camisi’ne (İnce Bayraktarzade Mehmed Paşa Camisi, Büyük Kütah Camisi, Yeni Cami) aittir. Kilis’in en iyi minarelerinden biri olan bu minare düzgün kesme taşlardan yapılmıştır. Kaidesi kare planlı olup kaidenin üst tarafı pahlıdır. Üzerindeki altı köşeli kabartma yıldız ve helezon biçimli peteği dikkat çekicidir. Mukarnaslarla doldurulmuş şerefe altı ve bakırdan yapılmış oldukça ağır bir alemi vardır

17-Şeyh Efendi Tekkesi (Nakşbendi Tekkesi)
İçinde altı tane derviş hücresi, zikirevi olarak da kullanılan mescit ve türbeden oluşan bu mekan, Bölük Mahallesi, Kurtağa Caddesi'nde geniş bir bahçe içersindedir. Basık kemerli kapıyı kuşatan sivri kemerin altındaki yazıta göre, tekke 1858 yılında yapılmıştır. Portaldan uzun bir dehlizle tekke avlusuna girilir. Dehlizin güney kısmındaki derviş hücrelerinin kapıları avluya açılır. Basık kemerli kapı ve pencereleri olan hücrelerin ikisinde dolap nişi olmasına karşın, diğerlerinde bu ayrıntı yoktur. Mescit, avlunun güneydoğu köşesinde olup; içinde büyükçe sivri bir kemerle avluya açılan, tek kemerli küçük bir son cemaat yeri vardır. Buradan basık kemerli bir kapıyla harime geçilir. Harim ortada sütunla, yanlarda gömme sütuncelerle birbirine bağlanan sivri kemerlerle iki şahına (kıbleye paralel iki şahın) bölünmüştür. Basık kemerli toplam dört pencereden ışıkla aydınlanan mescitte, harimin ortasında kemerli yalın bir nişten oluşan mihrap vardır. Şeyh Abdullah Sermest Efendi'nin avludaki türbesi, düzgün kesme taşlardan yapılmış iki mekandan oluşmuştur. Kubbeyle örtülü mekanda biri Şeyh Abdullah Sermest Efendi'nin olmak üzere beş sanduka; çapraz tonozla örtülmüş bölümde de Şeyh Abdullah Sermest Efendi'nin aile bireylerine ait yedi sanduka vardır.