21 Eylül 2008 Pazar

TALHA -ZÜBEYR TÜRBESİ

TALHA BİN UBEYDULLAH VE ZÜBEYR BİN AVVAM (R.A) TÜRBESİ
Hz. Talha ve Zübeyr daha sağlıklarında iken cennetle müjdelenen on sahabe arasında yer almaktadırlar. Bu iki zat-ı muhteremin adlarını taşıyan türbe Kilis’in Abdioymağı Caddesindedir. Halep Salnâmesinde “ Kilis’te Abdi Mahallesi’nde Talha Hazretlerinin merkadi vardır.” şeklinde bir ibare bulunsa da, Evliya Çelebi Seyahatnâmesinde bu türbeden bahsetmez.
Ayrıca diğer bütün kaynakların verdiği bilgiye göre hem Hz. Zübeyr hem de Talha başka yerlerde vefat etmişlerdir. Ne var ki, halkımız ısrarla bu türbenin onlara ait olduğunu iddia etmektedir. Bizim bu tezimizin asıl konusu bu türbe içindekilerin kimliklerinden ziyade bu türbe etrafında anlatılan menkıbeler ve bu türbenin Kilis’teki tasavvufi hayata etkileridir. Yalnız tezimiz için araştırma yaparken edindiğimiz bilgilerden hareketle şu yorumu yapabiliriz. Türbenin bulunduğu Meşhedlik adı da şehitlik anlamındadır. Kilis, Arap İslam coğrafyasına yakın bir mevkidedir. Kilis ve çevresinin ilk defa Hz. Ebu Bekir veya daha kuvvetli bir ihtimalle Hz. Ömer devrinde fethedildiği bilinmektedir. Halkımızın nesillerden beri birbirine aktardığı bilgiye göre bu türbeyi de içine alan geniş alan çok çetin bir savaşa sahne olmuştur. Bu savaştan sonra bu alana meşhedlik adı verilmiştir. Kuvvetli bir olasılıkla Hz.Talha ve Zübeyr de adı geçen diğer birçok sahabe gibi Kilis’e gelmiş olmalıdır. Her ikisinin de Kilis dışında vefat ettikleri birçok araştırmacı tarafından tarihi belgeler ile ispat edildiğine göre bu türbe içindeki iki sanduka onların adına yapılmış makamdır. Diyelim ki, bu türbe içinde gerçekten dinen önemli iki şahıs var. Burada da karşımıza şu iki olasılık çıkar: Bir, ya bu türbe içinde yatanlar gerçekten sahabedir; fakat adlarını kesin olarak bilemediğimiz başka sahabelerdir. İki, ya da bu türbe içinde meftun bulunanlar, burada bir zamanlar varlığından bahsedilen Hz. Talha Zaviyesi’nin geçmişte yaşamış ve öldükten sonra zaviye içine gömülmüş iki postnişinidir. Bu bize göre daha muhtemeldir. Çünkü öğrendiğimize göre türbe yakın bir tarihe, 1930’lu, 1940’lı yıllara kadar oldukça geniş ve güzel bir bahçe içinde yer alıyormuş. Daha sonra bu türbe ve bahçesi devlet tarafından satılmış ve şahıs malı duruma gelmiş. Bu bilgilerden hareketle ve Kilis’te tasavvufun bir zamanlar oldukça ileri bir seviyede olduğunu da düşünerek, pekâlâ diyebiliriz ki, bu türbe bir zamanlar bir Rufaî veya Kadirî tekkesidir. Bu bilgiye türbe içinde bulunan Rufaî zikirlerinde kullanılan mavsar, kudüm, halliye, topuz, şişler yanında Rufaî tarikatının sembolü olan geyik boynuzları da delil olabilir. Abdulkadir DÜNDAR hocamız “Kilis’teki Osmanlı Devri Mimari Eserleri” adlı çalışmasında günümüze ulaşamayan zaviyeler bölümünde bu bilgiyi doğrulamaktadır.
SABRET İÇKİĞİ, BIRAK AZ KALDI, ÇİLEN DOLACAKTIR Kilis’te tasavvufla ilgilenen hemen herkes bu türbe hakkında birbirine benzer menkıbeleri bilir. Biz bu tezimizi hazırlarken gördük ki Kilisliler bu türbeye çok önem veriyor, birçok kimse bu türbe ile ilgili başından geçen bir olay anlatmaktadır. İşte bunlardan biri Ökkeş GÜL. Ökkeş amca gençlik yıllarında çok sıkıntılar çekmiş ve bu sıkıntılar neticesinde kendisini içkiye vermiş. Gençlik yıllarında artan geçim sıkıntısı üzerine hanımını da kaybetmenin verdiği üzüntü ile kendini içkiye veren Ökkeş Amca alkolik olma derecesine gelir. O, yine böyle zil zurna sarhoş olduğu bir gece türbe yakınından geçerken türbeye yaklaşır, “Allah’ım eğer burada birileri varsa ve gerçekten mübarek insanlarsa benim bu halime onların hürmetine bir çare ihsan eyle.”der. Bu şekilde kendi kendine söylenirken tağanın kanatları açılır ve içerden kendisinin Talha Bin Ûbeydullah olduğunu söyleyen aksakallı biri çıkar ve o ona,” bu içkiyi bırak, namaza başla, Allah’ın izni ile bütün sıkıntıların bitecektir, az kaldı, sabret, çilen dolacaktır.”der. O gece oracıkta bayılan Ökkeş Amca kendisine gelince türbeye yakın olan evine gider ve sabah olduğunda kendi kendisine içkiyi bırakma kararı alır. Aradan çok kısa bir zaman sonra arkadaş çevresinin teşviki ile başka bir kadınla evlendirilir ve geçimce de oldukça rahatlar.